3 Ağustos 2016 Çarşamba

Giriş

             
 
Asr-ı Saadet döneminden bu yana, 'Mehdi konusu' İslam aleminde her zaman büyük önem taşıyan hayati bir konu olmuştur. İman edenler, Müslümanların yaşadıkları sıkıntılara, yeryüzünde hüküm süren inkara dayalı düşünce sistemlerinin, haksız ve adaletsiz uygulamaların, dünyada süregelen savaş ve çatışmaların hep Hz. Mehdi (as)'ın vesilesiyle son bulacağını umarak, bu mübarek şahsın kendi yaşadıkları yüzyıllarda gelmesini beklemiş, bunun için Allah'a samimiyetle dua etmişlerdir. Ancak elbette Hz. Mehdi (as)'ın gelişini beklemek, hiçbir gayret göstermeden atalet içinde yaşamak değildir. Tam tersine Hz. Mehdi (as)'ı aşkla ve şevkle bekleyen, onun vesile olacağı güzelliklere katkıda bulunmak için vargücüyle çaba gösterir. Bu yüzden Mehdiyet Müslümanların imani heyecanını ve şevkini güçlendiren bir konudur.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, Ashab-ı Kiram döneminden itibaren Müslümanların hasretle Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişini beklediklerinden ve Allah'tan, 'bu tarihi dönemde yaşayanlardan olmayı dilediklerinden' bahsedilir. Hatta Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) dönemine yetişebilmek için yaşlıların 'Allah'tan genç olmayı istedikleri' haber verilir. Hadislerde ayrıca Peygamberimiz (sav), o dönemde yaşayacak olan müminlere, 'karda sürünerek de olsa Hz. Mehdi (as)'ı bulup ona uymaları'nı bildirerek, bu kıymetli asra yetişenlere, Allah'ın bu lütfuna layık olmaya çalışmalarını öğütlemişti
İbni Ebi Şeybe ve Nuaym b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes'ud'dan tahric ettiler. O dedi ki:
"... O Mehdi arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. SİZDEN O'NA KİM YETİŞİRSE, KAR ÜZERİNDE SÜRÜNEREK OLASA DA GELSİN, O'NA KATILSIN. Zira O Mehdi'dir." (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 14)
"Onun Mehdi'nin zamanında, BÜYÜKLER "KEŞKE BEN KÜÇÜK OLSAYDIM", KÜÇÜKLER DE "KEŞKE BEN BÜYÜK OLSAYDIM" DİYECEKLERDİR." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 48)  (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)
"… HATTA YAŞAYANLAR (KENDİLERİNDE BULUNAN NİMETLERİ GÖRMELERİ İÇİN) ÖLÜLERİN DE HAYATTA OLMALARINI TEMENNİ EDECEKLERDİR."  (İmam Şa'rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 437)
Yüzyıllardır İslam dünyası için bu kadar büyük önem taşıyan bu tarihi müjdenin gerçekleşmesine çok az bir zaman kalmıştır. Allah'ın izniyle içerisinde bulunduğumuz bu yüzyıl, 'Hicri 1400'ler – inşaAllah 'Mehdi Yüzyılıdır'. Asırlardır insanların hasretle bekleyip, çıkışı için ümitle dua ettikleri 'Hz. İsa (as) ile Hz. Mehdi (as)'ı inşaAllah yakın tarihte göreceğiz'. Bu yüzyılda yaşayan, bu tarihi şahısların çıkışını hasretle, ümitle, şevkle bekleyen samimi Müslümanlar inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yardımcılarından, dostlarından, yakınlarından olabilme şerefine erişebileceklerdir. Yeryüzündeki dinsiz akımlara karşı yürütecekleri fikri mücadelelerinde, tüm dünyaya İslam ahlakının yayılmasında, İslam dünyasının birlik olmasında, Hıristiyan dünyasının Kuran'a ve hak dine tabi olmasında inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın destekçilerinden olabileceklerdir.
Beyaz Cicekler Guvercin Kus Kafesi
Peygamberimiz (sav)’in hadisleri, büyük Ehl-i Sünnet alimlerinin, yaşadıkları yüzyılların kutupları, müceddidleri, müçtehidleri olmuş kıymetli İslam alimlerinin tüm açıklamaları ittifakla içerisinde bulunduğumuz bu yüzyıla işaret etmektedir. Yine bu kaynaklarda belirtilen 'Ahir Zaman Alametleri' olarak bilinen hemen hemen tüm olaylar, aynı hadislerde 'bir tesbihin taneleri gibi birbiri ardınca' sözleriyle ifade edildiği gibi arka arkaya gerçekleşmiş durumdadır. Dünyada hemen her gün yaşanan gelişmeler içerisinde bulunduğumuz dönemin 'Ahir Zaman' olduğunun ve 'Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın bu çağda ortaya çıkacaklarının ve onların vesilesiyle yaşanacak kutlu dönemin yaklaştığının' habercisi niteliğindedir.
Günümüzde bu gerçek artık, bu konuyla ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkes tarafından bilinmekte; yerli ya da yabancı tüm televizyonlarda, radyolarda, sohbet programlarında, gazete ve dergilerde, konferanslarda, internet sitelerinde herkes Hz. Mehdi (as) konusundan bahsetmektedir. Kuşkusuz ki bu da Hz. Mehdi (as)'ın yine hadislerde bildirilen ve gelişini haber veren çok önemli bir işarettir:
"MEHDİ ZUHUR EDER, HERKES SADECE O'NDAN KONUŞUR, O'NUN SEVGİSİNİ İÇER ve O'DAN BAŞKA BİR ŞEYDEN BAHSETMEZLER." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)
Bu kitabın hazırlanma amaçlarından biri, hem Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı heyecanla bekleyen Müslümanların hem de bu konuyu merak eden tüm insanların, en doğru bilgilere ve en güvenilir, sahih kaynaklara ulaşabilmeleridir. Peygamberimiz (sav)’in, asırlar boyu titizlikle nakledilerek günümüze ulaştırılan kıymetli hadislerinde bu mübarek şahıslar hakkında verilen önemli haberleri öğrenebilmeleridir. Bu vesileyle Müslümanlar, İslam dünyası ve yeryüzündeki tüm insanların huzuru için büyük önem taşıyan bu önemli gelişmeleri daha yakından takip edebilecek ve bu tarihi olaylara daha hızlı ve güzel bir şekilde hazırlanabileceklerdir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, 'Hz. Mehdi (as)'ın, yaşadığı asrın en güzel ahlaklı insanı olacağını' bildirmiştir. Ahlakının ise Peygamber Efendimiz (sav)’in ahlakına benzeyeceği haber verilmiştir. İman eden bir insan için, böyle üstün ahlaklı, mübarek bir şahsın kendisiyle aynı dönemde yaşaması Allah'ın çok büyük bir lütfu, ikramıdır. Her Müslümanın kendi yaşadığı dönemde, 'dünyanın en güzel ahlaklı insanı' olduğunu bildiği bir insanı araması, bulmaya çalışması gerekir.
Allah'ın seçip beğendiği böyle üstün iki kulunun (Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın) birden aynı dönemde yaşamaları müminler için büyük bir rahmettir. Bu kitapta yer alan bilgiler de, Allah'ın izniyle Müslümanların bu büyük rahmeti ve Allah'ın bu güzel müjdelerini çok daha iyi kavramalarına ve İslam ahlakının yüzyıllar sonra gelecek olan hakimiyetine çok daha güzel bir şekilde hazırlanmalarına vesile olacaktır.
Mor Cicek Guvercin

1. Bölüm:
Hz. Mehdi (as) Hicri 1400'de Yani Bu Yüzyılda Çıkacaktır

Her yüzyılda bir müceddid gelecektir.
Hicri 1400'de gelecek olan ise ahir zamanın büyük müceddidi Hz. Mehdi (as)'dır...
Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerde, büyük ehli sünnet alimi Ebu Davud Hazretleri'nin Sünen-i Ebu Davud isimli eserinde, İmam Rabbani Hazretleri'nin Mektubat'ında yer alan hadislerde ve Hicri 1300'ün müceddidi olan son bin yılın en büyük alimi ve müceddidi olan Said Nursi Hazretleri'nin Risalelerinde her yüzyılda İslam dinini bidatlerden ayıracak bir kişinin geleceği, bu kişi vesilesiyle İslam ahlakı ve faziletinin ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinin canlandırılacağı haber verilmiştir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde özellikle Hicri 1400'ü Hz. Mehdi (as)'ın zuhur vakti olarak bildirmiş ve bu dönemden itibaren insanların Hz. Mehdi (as) etrafında toplanmaya başlayacaklarını söylemiştir. Üstad Hazretleri ise yaşadığı Hicri 1300'den yüz yıl sonra Hz. Mehdi (as)'ın geleceğini ve dünyaya hakim olan zulüm sistemini ilmen ve fikren dağıtacağını söylemiştir.
Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah HER YÜZ SENENİN BAŞINDA şu ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir.  (Sünen-i Ebu Davud, cilt 5, s. 100)
HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR MÜCEDDİD GELECEK ve şeriatı (Kuran ahlakı ve fazileti ile Peygamberimiz (sav)’in sünnetini) ihya edecektir (canlandıracaktır). (Mektubat-ı Rabbani, cilt 1, s. 520)
Ashab-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud'un Kitab-ı Sünen'inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahric buyurdular (meydana koydular): "HER YÜZ SENEDE BİR, CENAB-I HAK BİR MÜCEDDİD-İ DİN (DİNİ YENİLEYEN) GÖNDERİYOR..."  (Barla Lahikası, s. 119)
Üstad Said Nursi Hazretleri, Barla Lahikası'nda Hicri 1200'ün yani 12. asrın müceddidinin Hazreti Mevlana Halid olduğunu bildirmiştir.
"HER YÜZ SENE BAŞINDA dini tecdid edecek (yenileyecek) bir müceddidi (yenileyiciyi) gönderiyor" müjdesinin ihbarına (verdiği bilgilere) muvâzi (uygun) olarak HAZRET-İ MEVLANA HALİD -ekser ehl-i hakikatin tasdikiyle (din alimlerinin büyük bir çoğunluğunun onaylamasıyla ve ittifakla)- 1200 senesinin yani ON İKİNCİ ASRIN MÜCEDDİDİDİR (Barla Lahikası, s. 120)
Mevlana Halid-i Bağdadi Hicri 1193 (Miladi 1779) yılında doğmuş, Hicri 1242 yılında (Miladi 1827) vefat etmiştir. Bu mübarek insan, İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun ittifakıyla, Hicri 12. ve 13. yüzyıllar arasındaki müceddiddir.
Pembe Cicek Yesil Yaprak

Üstad Said Nursi Hicri 1300'lü Yılların Müceddidir

Mevlana Halid Hazretleri'nin Hicri 1200'ün müceddidi olduğunu belirtmesinin hemen ardından da, tam yüz sene sonra yani Hicri 1300'de ise Bediüzzaman Said Nursi kendisinin ve eserlerinin bir müceddid görevinde hizmet vermiş olduğunu çok açık bir şekilde ifade etmiştir:
Madem TAM YÜZ SENE SONRA aynen dört cihette (yönde) tevafuk ederek (tam uyarak) RİSALE-İ NUR ECZALARI (BÖLÜMLERİ) AYNI VAZİFEYİ GÖRMÜŞ... Kanaat verir ki -nass-ı hadis ile (hadisin şüpheye yer bırakmayan ifadesi ile)- Risale-i Nur tecdid-i din (dini yenileme) hususunda BİR MÜCEDDİD HÜKMÜNDEDİR.  (Barla Lahikası, s. 121)

Bediüzzaman Hz. Mehdi (as)’in Hicri 1400'de Zuhur Edeceğini Bildirmiştir

Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ'NİN ŞAKİRTLERİ (TALEBELERİ) OLABİLİR. (Şualar, s. 605)
Üstad Bediüzzaman'ın burada bahsettiği, "Allah'ın nurunu üflemekle söndürmek isterler. Allah nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor"  (Tevbe Suresi, 32) ayetindeki lamlar ve mimlerin ikişer kez sayılmasıdır. Ayette yer alan;
arapca Allahi
"Allahi"
arapca Allahu
"Allahu"
arapca illa
"illa" sözcüklerindeki "lamlar" ve
arapca yutimme
"yutimme"
sözcüğündeki mim 2'şer kez sayıldığında ayetin bu cümlesinin ebced değeri 1910 etmektedir.
Şeddeli lamlar ve şeddeli mim ikişer kez sayıldığında ayetin ebcedi Miladi 1910 ettiğine göre, burada Üstadımız bundan bir asır sonra ifadesiyle MİLADİ 1910'DAN BİR ASIR SONRA demektedir. Yani Üstadımız'ın "Bundan" kelimesiyle ifade ettiği tarih Miladi 1910'dur. 1910'DAN BİR ASIR YANİ 100 YIL SONRASI İSE 2010'DUR.
İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib (yakın) zannetmişler.  (Sözler, s. 318)
Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına (kaderine) nazar eden (göz atan) Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet (müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (hakikati araştırma isteği) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. (Hutbe-i Şamiye, s. 25)
YETMİŞ BİRDE FECR-İ SADIK (tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib (sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA FECR-İ SADIK (fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK(Hutbe-i Şamiye, s. 23)
1371 + 30 = 1401 = 1981
1371 + 40 = 1411 = 1991
... Bu hakikatdan anlaşılıyor ki; SONRA GELECEK O MÜBAREK ZAT RİSALE-İ NUR'U BİR PROGRAMI OLARAK NEŞR ve TATBİK EDECEK (yazma ve dağıtma yoluyla yayacak ve uygulayacak).  (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9)
O İLERİDE GELECEK ACİB (şaşılan, hayret uyandıran, benzeri görülmeyen) ŞAHSIN bir HİZMETKARI ve ONA YER HAZIR EDECEK BİR DÜMDARI (yardımcı kuvveti) ve O BÜYÜK KUMANDANIN PİŞDAR BİR NEFERİ (önden giden bir askeri) olduğumu zannediyorum.  (Barla Lahikası, s.162)
TA AHİR ZAMANDA HAYATIN GENİŞ DAİRESİNDE (dünya çapında) ASIL SAHİPLERİ, YANİ MEHDİ ve ŞAKİRTLERİ (talebeleri) CENAB-I HAKK'IN İZNİYLE GELİR, O DAİREYİ GENİŞLETİR ve O TOHUMLAR SÜMBÜLLENİR. BİZLER DE KABRİMİZDE SEYREDİP ALLAH'A ŞÜKREDERİZ.  (Kastamonu Lahikası, s. 99)
Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza HAKİKİ BEKLENİLEN ve BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT (Hz. Mehdi (as)) dahi bu zamanda gelse...  (Kastamonu Lahikası, s. 57)
İmam Rabbani Hz. Mehdi (as)'ın, Peygamberimiz (sav)’in vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra, "bin ile ikinci bin yıl arasında" geleceğini bildirmektedir:
Ancak beklenen odur ki; ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA bu saklı devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla... Böylece kemalatin (faziletlerin, mükemmelliklerin) aslı zuhur edip onun zilletini örte.. ve YÜCE BAĞLILIĞA DEĞER VEREN MEHDİ GELSİN. Allah ondan razı olsun.  (Mektubat-i Rabbani, cilt 1, s. 569)
Kuran hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu İKİNCİ BİNDEDİR. Bu davanın doğruluğuna adil şahid: Hz. İsa (as)'ın HZ. MEHDİ (as)’in BU BİN İÇİNDE VAROLUŞLARIDIR.  (Mektubat-ı Rabbani, cilt 1, s. 611)
Resulullah (sav)’in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)’in irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, HZ. MEHDİ (as)’in GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah (sav) müjdelemiştir. Hz. İsa (as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir (inecektir). (Mektubat-ı Rabbani, cilt 1, s. 440)
Peygamber Efendimiz (sav)’in vefatının ardından bin sene geçtikten sonra ikinci bin yılına girilir. İmam Rabbani Hazretleri'nin yukarıdaki izahlarına göre, inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as), bu bin ile ikinci bin yıl arasında geleceklerdir. İmam Rabbani, Mehdi (as)'ın ikinci binde geleceği konusunda son derece açık ve kesin ifadeler kullanmıştır.
Hz. Mehdi (as), Hicri 1400'de zuhur edecek olan ahir zamanın büyük müceddididir. Nasıl her Hicri yüzyıl başında bir müceddid İslam ahlak ve faziletini yenilemek ve hak dini bidatlerden arındırmak için bir müceddid göndermiş ise içinde yaşadığımız Hicri 1400'lerde de her zaman olduğu gibi mutlaka bir hidayet önderi, bir kutb-u azam, veli bir kişi bu önemli görevi yerine getirecektir. İşte bu kişi Müslümanlara yüzyıllardır yaşadıkları sıkıntı, zorluk, acı ve zulümleri unutturacak, tüm insanlığa huzur, barış, mutluluk, adalet, hakkaniyet, sevgi ve kardeşlik getirecek olan Hz. Mehdi (as)'dır. Ancak Hz. Mehdi (as) diğer yüzyıllarda zuhur eden müceddidlerden farklı olarak ahir zamanın Büyük Mehdisi olacak ve deccaliyetin en şiddetli olduğu böyle bir dönemde bütün zulme dayalı sistemleri, batıl inanç ve felsefeleri fikren yerle bir edecektir.
Pembe Cicek Yesil Yaprak

Dünya'nın Ömrü 7000 Yıldır Hadisleri Mehdi Devrinde Olduğumuzun Delilidir

Peygamberimiz (sav) hadis-i şerifleriyle, İslam ümmetinin icabet ömrünün 7000 yıl olduğunu bildirmiş kendisine kadar da bu ömürden 5600 yılın geçtiğini açık bir şekilde ifade etmiştir. Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen Dünya'nın ömrü ile ilgili söz konusu sekiz hadis şöyledir:

◉ Dünyanın ömrünün yedi bin yıl olduğu

H.2 --- İbni Asakir diyor ki: Ebu Said Ahmed b. Muhammed Bağdadi (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)'dan O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için, gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişçesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR.
H.3 --- İbni Abiyy diyor ki: Ebu İshak, İbrahim b. Abdullah Nebti, (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)'dan O dedi ki, Resullullah (sav) buyurdu: DÜNYA'NIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDEN YEDİ GÜNDÜR. ALLAH TEALA BUYURDU Kİ: "SENİN RABBİNİN YANINDAKİ BİR GÜN, SİZİN SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR."
H.7 --- İbni Ebi Dünya, Zemmil Emel'inde diyor ki: Ali b. Said, Hamza b. Hişan'dan, O da Said b. Cubeyr'den rivayet ettiler ki,DÜNYA, AHİRET HAFTALARINDAN BİR HAFTADIR.
H.5 --- İbni Ebi Hatem, Tefsir'inde İbni Abbas'dan rivayet etti ki: DÜNYA, AHİRET HAFTALARINDAN BİR HAFTA OLUP, YEDİ BİN SENEDİR ve BUNUN ALTI BİNİ GEÇMİŞTİR.
H.6 --- İbni Abbas'dan sahih olarak nakledilen şöyle bir rivayet vardır. O DEDİ Kİ: DÜNYA YEDİ GÜNDÜR. HER BİR GÜN BİN YIL GİBİDİR. ve RESULULLAH DA ONUN SONUNDA GÖNDERİLDİ.

◉ Ashab-ı Kiram'ın gördüğü bir rüya

H.4 --- Tabarani Kebir'inde diyor ki, Ahmed b. Nadr el-Askeri ve Cafer b. Muhammed-ül Feryabi nakletmişler ki; (Ravi silsilesi ile) Dakkak b. Zeyd-i Cüheni'den rivayet ettiler. O dedi ki: Ben gördüğüm bir rüya'yı Resullullah (sav)’a anlattım. Bu rüyada Peygamber (sav) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi. O BUYURDU Kİ: YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR, BEN DE ONUN SON BİNİNDE OLACAĞIM.
H.8 --- İbni Abd-il Hamid, Tefsir'inde diyor ki; Muhammed b. Fadl, Hammad b. Zeyd'den, O da Yahya b. Atik'den, O da Muhammed b. Sirin'den, O da Müslüman olmuş kitap ehli birisinden rivayet ettiler ki: ALLAH, GÖKLERİ ve YERLERİ ALTI GÜNDE YARATMIŞTIR. RABBİMİN YANINDA BİR GÜN, SİZİN DÜNYA HAYATINDA SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR. ve DÜNYA'NIN ECELİ ALTI GÜNDÜR, YEDİNCİ GÜNDE KIYAMET KOPACAKTIR. ALTI GÜN GİTMİŞTİR ve SİZ YEDİNCİ GÜNDESİNİZ.

◉ Peygamber (sav) zamanında, Adem (as)'dan beri 5600 yıl geçmiş olduğu

H.28 --- Ahmed İbni Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den rivayet etti:
DÜNYA'DAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR. (Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Celaleddin Suyuti'nin tasnifinden Hadisler, Ali bin Hüsameddin El-Muttaki, s. 88, 89)
Ancak bazı kardeşlerimiz bu konuyu okurken Peygamberimiz (sav)’in belli bir takvime göre bildirdiği bu zaman dilimlerini Dünya'nın ömrü gibi algılamakta ya da burada bildirdiği zaman dilimlerine yönelik 7000 yıllık özel bir takvim kullandığını göz önünde bulundurmamaktadırlar. Sonuç olarak da ümmetin icabet ömrü olan 7000 yıllık bu süreyi, Dünya'nın ömrünün, sözde 7000 yıl olduğu şeklinde yanlış yorumlamaktadırlar.
Oysa ki Peygamberimiz (sav) söz konusu hadis-i şeriflerinde özel bir takvime göre böyle bir zaman bilgisi vermektedir. Nasıl ki, Hz. İsa (as)'ın doğum günü, Peygamberimiz (sav)’in Mekke'den Medine'ye hicreti bir takvim başlangıcı olarak alınarak Hicri ve Miladi takvimler oluşmuş ise aynı bu şekilde Peygamberimiz (sav)’in de, o dönemde kullanılmakta olan belli bir takvime göre böyle bir hesaplama yapmış olması muhtemeldir. Şu an 2016 yılında olduğumuzu söylerken nasıl dünyanın yaşının 2016 yıl olduğunu kastetmiyorsak Peygamberimiz (sav) de, hadis-i şeriflerinde ümmetine Dünya'nın ömrünün 7000 yıl olduğunu, kendisine kadar da bu ömürden 5600 yıl geçtiği bilgisini verirken Dünya'nın başlangıcından itibarenki yaşını kastetmemektedir. Bu tarih; belki Hz. Nuh (as) ya da Hz. İbrahim (as)'ın doğumu, Hz. İbrahim (as)'a peygamberlik görevinin verilmesi veya Hz. İbrahim (as)'ın bir yerden bir yere hicreti ya da Hz. Nuh (as)'ın gemiye binip tufanın başlaması ya da tufanın son bulması ya da başka peygamberlerin hayatlarında gerçekleşmiş benzeri başka birçok önemli olayın başlangıç ve bitiş tarihlerine göre belirlenmiş bir takvim üzerinden hesaplanmış olabilir.
Burada önemli olan, Peygamberimiz (sav)’in söz konusu bu takvimin başlangıcı üzerinden Dünyanın ömrünün bu takvime göre 7000 yıl olduğunu ümmetine bildirmesi ve kendisine kadar da bu başlangıçtan itibaren 5600 yıl geçtiğini net bir şekilde bildirmiş olmasıdır.
H.28 --- Ahmed İbni Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den rivayet etti: DÜNYA'DAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR.  (Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Celaleddin Suyuti'nin tasnifinden Hadisler, Ali bin Hüsameddin El-Muttaki, s. 89)
Peygamberimiz (sav)’in hadis-i şerifleri doğrultusunda açıklamalar yapan Suyuti Hazretleri ve Ahmed Bin Hanbel gibi büyük İslam alimleri, İslam ümmetinin ömrünün Hicri 1500'lerin ilk dönemlerini pek fazla geçmeyeceğini yani Hicri 1600'e ulaşmayacağını ifade etmişlerdir:
"BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK."  (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu'l-İlel, s. 89)
"BU ÜMMETİN ÖMRÜ BİN (1000) SENEYİ GEÇECEK FAKAT BİN BEŞYÜZ (1500) SENEYİ AŞMAYACAKTIR."(Kıyamet Alametleri, s. 299)
Bu önemli açıklamalar üzerinden yapılacak kolay bir hesapla Dünya'nın 7000 yıllık ömründen geriye, Hicri 1400 ile Hicri 1500 arasındaki 100 yıllık bir dönemin kaldığı anlaşılacaktır. (Doğrusunu Allah bilir.)
7000 - 5600 = 1400
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de, yine Peygamberimiz (sav)’in hadisleri doğrultusunda şöyle bir açıklama yapmış ve kıyamet vaktiyle ilgili Hicri 1545'leri işaret etmiştir:
"Ümmetimden bir taife.." fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. "Hak üzerinde olacaktır." (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. "ALLAH'IN EMRİ GELİNCEYE KADAR" (ŞEDDE SAYILIR) FIKRASI DAHİ; MAKAM-I CİFRÎSİ 1545 (2120), KÂFİRİN BAŞINDA KIYAMET KOPMASINA ÎMA EDER . (Kastamonu Lahikası, s. 33)
Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadisler ve büyük İslam alimlerinin bu hadisler doğrultusundaki şerhleri üzerinden toplu bir değerlendirme yapıldığında, İslam ümmetinin icabet ömrünün Hicri 1500'leri pek geçmeyeceği ve bu takvimin bitişiyle birlikte İslam ümmetinin ömrünün de ancak çok az bir zaman daha devam edeceği ve ardından da son bulacağı açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Ardı Ardına Gerçekleşen Ahir Zaman Alametleri Hz. Mehdi(as)’in Çıkışının Çok Önemli İşaretleridir

Hicri 1400'e girilmesiyle birlikte ardı ardına hadisteki anlatımıyla "tesbih taneleri gibi" birbirini izleyerek gerçekleşmiş-gerçekleşmekte olan ve aşağıda sadece bir kısmına yer verdiğimiz ahir zaman alametleri bazı kişilerin sözde, "Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru diğer bir yüzyıla kalmıştır" iddiasını tamamen geçersiz hale getirmektedir.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "… eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri beklesinler." (Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî)
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi.  (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
Bu ahir zaman ile ilgili hadislerin ardı ardına ve tüm detayları görülecek şekilde, içinde yaşadığımız Hicri 1400 içinde gerçekleşmekte olması, ahir zamanda beklenen Hz. Mehdi (as)'ın zuhur ettiğini göstermektedir.
Hicri 1400'den beri yaklaşık 35 yıldır arka arkaya gerçekleşen alametlerin hepsi, ahir zaman açısından kesinlikle göz ardı edilemeyecek çok önemli alametlerdir. Ancak, bu alametlerin tamamının bir anda; bir günde ya da bir haftada toplu olarak tahakkuk etmesi mümkün ve mantıklı olmadığına göre, hepsinin vuku bulmaları doğal olarak ayları, yılları, on yılları bulacaktır. Alametlerin arka arkaya ve tek tek gerçekleşmesi için geçecek bu uzun dönem ise Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun hemen akabinde tanınmayacağını, tanınması için önce ahir zamanda olduğumuzu ispatlayan bu alametlerin gerçekleşmesi gerektiğini göstermektedir.
Kus Kafesi Mor Cicek Yesil Yaprak
Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kessin de bir baksın, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
(Hac Suresi, 15)

2. Bölüm: Hz. Mehdi (as) Muhakkak Çıkacaktır

Müslümanlar Arasında Hz. Mehdi (as)’ın Müjdelenmesinin Önemi

Peygamberimiz (sav), "Mehdi ile müjdelenin" (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12) buyurarak, Hz. Mehdi (as)'ın gelişini heyecan ve şevkle beklemenin, bu mübarek zat için hazırlık yapmanın önemine dikkat çekmiştir. Bir başka hadis-ı şerifte ise iman edenlerin, Hz. Mehdi (as)’a olması gereken sevgi ve bağlılıkları şöyle ifade edilmiştir:
Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Mehdi'dir. (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

Hz. Mehdi (as)’ın Muhakkak Çıkacak Olması

Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O (Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)
Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehl-ı Beytimden birisini (Mehdi'yi) melik kılardı.  (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)
Ümmetim arasında Mehdi gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, benzeriyle nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır.  (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)
Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehl-ı Beytimden (Mehdi) gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle dolduysa, o, onu adaletle dolduracaktır.  (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

Hz. Mehdi (as), Hicri 1400 (Miladi 1980) Yılında Tebliğ Hizmetine Başlayacaktır

Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'da faaliyete başladığı ve çevresinde insanların ilk toplanmaya başladığı yılın Hicri 1400 olacağı bu hadiste açıkça belirtilmiştir. Hz. Mehdi (as)'ın Hicri 1400'de göreve başlayacağı şu şekilde anlatılmaktadır.
HİCRET'TEN 1400 SENE SONRAKİ AKİDLERDEN İKİ veya ÜÇ AKİD SAY (Bir akid on senedir). O VAKİT MEHDİ EMİN ÇIKAR. (Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdîyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd 216)
Ayrıca Hz. Mehdi (as)'ın tebliğ çalışmalarına Hicri 1400'de başlayacağını Bediüzzaman da şu sözlerle belirtmiştir:
"İSTİKBAL-ı DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ (Hz. Mehdi (as)'ın gelişini) ASIRLARINDA KARİB (yakın) ZANNETMİŞLER." (Sözler, s. 318)
Mutlu Cocuk
Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp-korkutucular olmaktan başka (bir nedenle) göndermiyoruz. Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
(Enam Suresi, 48)

3.1. Bölüm: Hz. Mehdi (as)’ın Çıkış Alametleri (01-20)

Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi gerek Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı, gerekse kıyamet alametleri ile ilgili hadislerin art arda gerçekleşmeleri belirli bir döneme işaret etmektedir. Ve tüm alametlerin Hicri 14. yüzyıl başından (1979-1980) itibaren sırayla ortaya çıkmaları, içinde bulunduğumuz dönemin Hz. Mehdi (as)'ın yeryüzünde bulunuş yılları olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Aşağıda sadece bir kısmını sayacağımız ve tamamı arka arkaya gerçekleşen bu alametleri görmezden gelmek, bunların bir defa daha arka arkaya gerçekleşmesi gerektiğini iddia etmek anlamına gelir. Oysa bu alametler zaten bir kez ve bir sıra şeklinde meydana gelmiştir. ve bu durum Müslümanların, Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği ahir zamanın içinde yaşadıklarını anlamaları için yeterlidir. Gerçekleşen söz konusu yüzlerce alamete rağmen "aynı alametler bir kez daha olsun" demek akla ve mantığa kesinlikle uygun olmaz. Samimi bir Müslüman için, bu alametlerin Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği şekilde gerçekleştiğini bir kere görmek kesinlikle ahir zamanda yaşadığına ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın inşaAllah zuhur etmiş olduğuna inanması için yeterlidir.
Şimdi hadislerde bildirilen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden bazılarını ana maddeler halinde inceleyelim. Burada Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği alametlerden sadece belli bir kısmına yer verilmiştir, aslında Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği yüzlerce alamet vardır ve bunların hepsi Hicri 1400'den itibaren gerçekleşmiştir.

1) Hz. Mehdi (as)’ın Çikiş Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi

Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinin bildirildiği hadislerde, bu alametlerin arka arkaya, "bir tesbih taneleri" gibi meydana geleceği ifade edilmektedir. Gerçekten de bu alametler, birbiri ardınca ve Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği şekilde meydana gelmektedir. Hadislerde belirtildiği gibi, dünyanın dört bir yanında kargaşa ve anarşi artmakta, arka arkaya fitneler meydana gelmekte, katliamlar ve büyük felaketler yaşanmakta, yokluk ve açlık artmakta, insanlar büyük sıkıntılar çekmektedir. Tüm bu alametlerin arka arkaya belirli bir dönem içinde gerçekleşiyor olması, Müslümanların asırlardır gelişini bekledikleri mübarek şahsın gelmiş olduğunu göstermektedir.
Hz. Mehdi (as)’ın Çikiş Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi
Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali'ye dedim ki, "Bu işin önünde alametler var mıdır?" – ki Mehdi'nin zuhurunu kast ediyor- ... Dedi ki, "Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir."  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi.(Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder...  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)

2) Fitnelerin Çoğalmasi

Fitne kelimesi, insanların din konusundaki imtihanlarının şiddetlendiği olayları, ortam ve şartları tarif eder. İnsanların yaşam şartlarının güçleştiği, Allah'ın ve dinin çeşitli şekillerde yalanlanarak insanların imanlarının zayıflatılmaya, yok edilmeye çalışıldığı şiddetli imtihan ortamları İslami kaynaklarda "fitne" ortamı olarak tanımlanır.
Aşağıdaki hadis de Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından önce müminlerin imanlarının zayıflayacağını ve buna sebep olacak hadiseleri haber vermektedir:
Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması, bid'atlerin ortaya çıkması, emri bil maruf ve nehyi anıl münker (iyiliği öğütleyip kötülükten men etme) imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman benim evlatlarımdan Mehdi ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem (Arap olmayan) ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)
Eğer kısaca özetleyecek olursak, Hz. Mehdi (as) öncesi şu olaylar belirecektir:
◉ 1- Ölüm: Anarşi ve yaygın katliamlar neticesinde halkın can güvenliğinin kalmaması ve bunun meydana getirdiği tedirginlik ortamı.
◉ 2- Açlık: Hayat pahalılığı sebebiyle meydana gelen geçim sıkıntısı. Felaketler ve doğal afetler sonucunda kıtlıkların, açlığın artması.
◉ 3- Fitneler: Haramların küçük-büyük herkesin arasında, alabildiğince yaygınlaşması ve teşvik görmesi. Her türlü ahlaksızlığın herkesin gözleri önünde yapılması.
◉ 4- Bid'atlerin ortaya çıkması: Dinin aslında olmadığı halde, sonradan ortaya çıkarılan adetlerin dinin esaslarıymış gibi kabul edilmesi.
◉ 5- Din ahlakını anlatma imkanlarının kaybolması: İyiliğin emredilmesi ve kötülüğün engellenmesi, kısacası tebliğ imkanının kaybolması ile meydana gelen boşluk.
Fitne ortamları sağlam imana sahip müminler için imanlarının, sabırlarının ve ahiretteki derecelerinin artmasına vesile olurken, zayıf ve yüzeysel imana sahip kimselerin ise imanlarını kaybetmelerine ya da daha da zayıflamalarına yol açar. İşte Hz. Mehdi (as) bu tür bir fitne ortamının en yoğun ve şiddetli olarak yaşandığı bir dönemde ortaya çıkacaktır:
Mehdi, fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek.  (Mektubat-ı Rabbani, 2-258)
Diğer bir hadiste de ahir zamanda "Batı" tarafında karışıklık, fitne ve korku olacağı haber verilmektedir:
Mağrib'de (Batıda) karışıklıklar, fitneler ve korku olacak. Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak. Fitneler çoğalacak.  (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, s. 440)
Fitnelerin Çoğalmasi Aile Siddet Haberleri
1. Şok Gazetesi, 03.10.2002,
2. Birgün, 07.04.2008,
3. Zaman, 06.03.2010,
4. Milli Gazete, 26.12.2010,
5. Tercüman, 06.02.2010,
6. Bugün, 08.09.2009,
7. Habertürk, 17.04.2010,
8. Hürriyet, 03.08.2010,
9. Bugün, 16.03.2010,
10. Hürriyet, 05.04.2010,
11. Bugün, 16.03.2010,
12. Tercüman, 03.06.2009,
13. Zaman, 24.02.2011,
14. Hürriyet, 25.11.2010,
15. Habertürk, 04.02.2010,

Fitnelerin Çoğalmasi Aile Siddet Haberleri
1. Yeniçağ 14.06.2007
2. Yeni Asya 02.2007
3. H.O Tercüman, 19.01.2007
4. Radikal 08.09.2009
5. Milliyet, 13.06.2009
6. Posta, 08.08.2009
7. Bugün, 24.07.2006
8. Milli Gazete, 30.09.2009
9. Zaman, 23.05.2005
10. Radikal, 29.07.2005
11. Gözcü, 28.05.2006
12. Posta, 06.10.2009
Bir başka hadiste de Hz. Mehdi (as)'ın her yere erişmiş çok yaygın bir fitne varken ortaya çıkacağı bildirilmektedir:
Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı (korunamayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: "Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir" demesine kadar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
Hadiste herkese ulaşacak, hızla yayılacak bir fitneden bahsedilmektedir. Yani herkesin haberdar olacağı, dine ve Allah'a karşı ortaya sürülen bir fitne insanların imanlarını hedef alacaktır. Günümüzde, Allah'ın varlığına ve yaratmasına karşı öne sürülen en büyük ve geniş çaplı akım materyalist felsefedir. Bu felsefenin kendisine dayanak aldığı sözde bilimsel temel ise "evrim teorisi"dir. Hiçbir bilimsel ve mantıksal delile dayanmadığı, tamamen akıl ve bilim dışı olduğu halde, güçlü propaganda, aldatmaca ve göz boyama yöntemleriyle bu safsata dünya çapında belirli materyalist odaklar tarafından kitlelere empoze edilmeye çalışılmaktadır.
Bugün evrim teorisinin gerek basın gerekse televizyon yoluyla hemen hemen girmediği hiçbir ev, bu teoriyi duymayan hiç kimse yok gibidir. Bu durum, bütün Batı dünyası için geçerli olduğu gibi bazı Müslüman ülkeler için de geçerlidir. Öyle ki ders kitaplarına bile sokulmuş olan bu teori, öne sürdüğü sayısız yalan ve göz boyamalarla daha çocuk yaşlardan itibaren telkin edilmekte, tesadüfler sonucunda meydana geldikleri, maymundan türedikleri gibi gülünç safsatalarla insanlar yanıltılmaktadır. İlkokullardan, üniversitelere kadar gençlerin evrimci yalanlarla beyinleri yıkanmaktadır.
Dahası, Peygamberimiz (sav)’in hadisinde belirttiği gibi her yere nüfuz edecek ve hızla yayılacak böyle bir fitne ancak günümüzün teknolojik imkanlarıyla (basın, yayın, internet, uydu iletişimi, vs...) gerçekleşebilir. Gerçekten de bugüne kadar, Allah'ın varlığına, yaratılışa ve dine karşı savaş açmış, dünya çapında yaygın, bir başka fitne daha görülmemiştir. Tüm bunlar Hz. Mehdi (as)'ın çıkış zamanının içinde yaşadığımız döneme rastladığına dair önemli işaretlerdir. Hadiste ayrıca Hz. Mehdi (as)'ın gelmesiyle bu fitnenin sona ereceği de belirtilmektedir.
Evrim propagandası yapan,
Bilimsel gerçekliği olmayan haberler
Evrim Sureci Gercek Disi Haberler
1. Radikal, 30.03.2007
2. Radikal, 30.12.2004
3. Habertürk, 23.04.2009
4. Vatan, 18.10.2006
5. Sabah, 25.08.2003
6. Vatan, 01.02.2010
7. Vatan, 03.03.2009
8. Vatan, 04.09.2004

3) Hz. Mehdi (as)’ın Çikişindan Önce Yaygin 
Katliamlar Meydana Gelir

Hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından önce dünyanın büyük çoğunluğunu etkisi altına alan şiddet ve kargaşanın yaşanacağı, çok kan döküleceği bildirilmektedir:
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek…  (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)
Şevval'de savaş naraları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur. Yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez olur... Herc-ü merc (kan dökme) çoğalarak devam eder.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak...  (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 55)
Bu fitne ve belalardan, ahir zamandaki teknoloji vesilesiyle tüm insanlar haberdar olacaklardır. Olayların olduğu anda, olay yerinde çok az insan bulunsa da, tüm dünya yaşananları öğrenecektir. Bu da ahir zamanda iletişim araçlarının gelişmesine ve yaygınca kullanılmasına bir işarettir. Radyo, televizyon, gazete, internet gibi araçlar, katliamları, ölümleri, akıtılan kanı, haksızlıkları, zulmü bütün dünyaya duyuracaklar ve bu fitneler yaygın olarak tüm insanlar tarafından bilinecektir.

4) Dünyanin Her Yerini Karişiklik ve 
Kargaşalarin Kaplamasi

Dünya herc-ü merc* içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak (Mehdi'yi) gönderecektir.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)
* Herc-ü Merc: İnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak bullak ortam.
Savaslardan Bikma Barisa Hasret Haberler
1. Türkiye, 03.05.2011
2. Türkiye, 05.07.2011
3. Yeniçağ, 24.02.2006
4. Ortadoğu, 24.12.2004
5. Yeni Çağ, 15.03.2005
6. Türkiye, 03.05.2011

Siddet Teror Haberler
1. Cumhuriyet, 11.09.2008
2. Vakit, 17.07.2005
3. Cumhuriyet, 18.10.2005
4. BirGün, 20.12.2004
5. NTV MSNBC, 12.06.2007
Hadiste belirli bir yer tarif edilmeyip, karışıklığın dünyanın her tarafında yayılacağına işaret edilmektedir. Gerçekten de hadisin tarif ettiği şekilde, bugün dünyanın her yerinde büyük kargaşalar, savaşlar, katliamlar ve terör olayları devam etmektedir. Her gün yüzlerce insan sebepsiz yere öldürülmekte, yurtlarından çıkarılmaktadır.

5) Kadinlar ve Çocuklarin Dahi Katledileceği 
Fitnelerin Yaşanmasi

Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı öncesinde yaşanan fitne ortamında kadınlar, çocuklar, yaşlılar dahi katledilecek, zavallı masum insanlar öldürülecektir:
Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Mehdi çıkar. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 38)
Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)
Ana, baba, kız, erkek herkesi öldürür ve Acem ve Irak beldelerini feth ederek ümmete acıklı azap tattırırlar. Bunların arasında fitne, şiddet, helak ve kaçmalar olur.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)
Muslumnalara Uygulanan Soykirim Zulum Bosna Suriye Irak Kosova Haberleri Siddet Teror
1. Bosna'da yıllarca süren savaş, yüz binlerce Müslümanın şehit edilmesiyle sonuçlanmıştır.
2. Kosova'da Müslümanlara dünyanın gözü önünde çok büyük bir soykırım yapılmıştır.
3. Radikal, 09.07.2009 - Doğu Türkistan'da son 60 yılda yaklaşık 35 milyon Müslüman şehit edildi.
4. Suriye de yüz binlerce sivil kadın çocuk şehit edilmiştir.
5. Hürriyet, 03.04.2003 - Irak'ta şehit edilen Müslümanların sayısı 1.5 milyonu geçmiştir.

6) Ekonomik Kriz Hz. Mehdi (as)’ın Çıkış Alametlerindendir

Çarşı ve pazarların tekarubu kıyamet alametlerindendir. Dedim ki "Pazarların tekarubu ne demektir?" Şunlardır:"Herkesin az kazançtan yakınması..." (İbni Merduveyh Ebu Hüreyre (ra)dan...)  (Kıyamet Alametleri, Pamuk yayınları, s.146)
Nuaym b. Hammad, İbni Mes'ud'dan rivayet edilen bir hadiste, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışının öncesinin anlatıldığı dönem, "TİCARET ve yolların KESİLDİĞİ ve fitnelerin çoğaldığı zaman" şeklinde tarif edilmektedir. Hadisin devamında ise Mehdi döneminde bu fitnelerin son bulacağı haber verilmektedir: "...Biz O şahsı aramak için geldik ki, FİTNELER ONUN ELİYLE SÖNEBİLİR. KONSTANTİNİYYE (İSTANBUL) O'NUNLA FETHEDİLİR. (Yani Mehdi manen gönülleri fethedecek, büyük kültürel ilmi etki oluşturacaktır.) Biz onu ismi ile ve anasının, babasının ismiyle ve ordusu ile tanırız..."  (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.52)
(Mehdi'nin zuhurundan (ortaya çıkışından) önce) PİYASANIN DURGUN OLMASI, KAZANÇLARIN AZALMASI olacaktır.  (Kıyamet Alametleri, s. 148)
Herkesin AZ KAZANÇTAN YAKINMASI, paraları için zenginlerin saygı görmesi olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 146)
Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman...  (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39-40)
Kuresel Mali Kriz Haberler
1. Yeni Şafak, 25.04.2009
2. Yeni Şafak, 16.06.2009
3. Star, 25.04.2009
4. Tercüman, 03.06.2009
5. Milli Gazete, 07.10.2008

7) Müslümanlara Baskının Artması

Hadislerde ahir zamanda Müslüman toplulukların sıkıntılı günler geçireceği bildirilmektedir. Bu dönemde Müslümanları hedef alan çatışmalar, savaşlar, haksızlık ve adaletsizlikler meydana gelecektir. Günümüzde ve yakın geçmişte İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde yaşanan çatışmalar ve kargaşa ortamı, bazı Müslüman ülkelerdeki diktatör yöneticilerin neden olduğu zulümler, hadislerde haber verilen olayların gerçekleşmeye başladığını gösteren delillerdendir.
Kuran-ı Kerim'i ve Peygamberimiz (sav)'i Tenzih Ederiz
Muslumnalara Baski Zulum Haberler
1. Vakit, 09.11.2009
2. Vakit, 13.02.2008
3. Vakit, 03.05.2005
4. Akşam, 02.12.2010,
5. Kuran-ı Kerim'i ve Peygamberimiz (sav)'i Tenzih Ederiz
6. Sabah, 09.08.2007
7. Güneş, 25.02.2007
8. Forum, 21.11.2006
9. Vatan, 25.08.2007
10. Star, 25.02.2007
Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı (Muhammed ümmetine) helal kılarak, Al-ı Muhammed'e düşman kesilir...  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra zalim melikler gelir. Son olarak da Ehl-ı Beytimden Mehdi çıkar.  (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 84)
Vay bu ümmete, o öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler kendilerine itaat edenler hariç, sessiz kalanları dahi korkuturlar...  (Ebu Nuaym'dan; Suyuti, C. II, sf. 64)
Burada Müslümanların üçte biri öldürülür...  (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 73)

Cami Karsiti Gosteriler

8) Mescid ve Camilerin Yıkılması

Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)

Esed 1000 Camii Yikti Haberler
1. Esed rejimi 100 Camii yıktı
2. Hz. Ömer CAmii'ni yıktılar
3. HAlep'teki Emevi Camii'nin minaresi yıkıldı

9) Haramların Helal Sayılması

Günümüzde fuhuş, kumar, içki, faiz, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen halkın büyük bir çoğunluğu tarafından ve giderek artan bir oranda işlenmektedir. Üstelik bu haramları işleyenler övülmekte ve teşvik edilmekte, işlemeyenler ise yerilmekte ve aşağılanmaktadır. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir. Hz. Mehdi (as)'ın çıkış habercisi olan bu ortam, hadislerde şöyle tarif edilir:
Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet (manevi liderlik), yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez. Bu vakitte vaki olan ise… küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir.  (Mektubat-ı Rabbani, 2-259)
Mehdi, bütün haramların helal sayıldığı büyük bir fitneden sonra çıkacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

10) Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi

Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Mehdi gelmez.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 27)
Bu hadiste Hz. Mehdi (as) öncesinde insanların büyük bir bölümünün inançsız ya da ateist olacağına ve ayrıca onların da bu inkarlarını basın yoluyla herkese göstererek, açıkça ilan edeceklerine işaret edilmektedir. Günümüzde bu durum o derece açık hale gelmiştir ki, Allah'ı inkar edenler sözde "modernlik ve çağdaşlık" isimleri altında itibar görmekte, halk bu yönde teşvik edilmektedir.
Allah'ı Tenzih Ederiz
Allahi Inkar Ediyorlar  Haberler
1. Hürriyet, 22.10.2008
2. Bugün, 13.03.2008
3. Hürriyet, 22.10.2008
4. Avrupa Vatan, 13.06.2003
Kendi akıllarınca Allah'ın apaçık olan varlığını inkar eden ateistler, ahir zamanda açıkça propaganda yapacaklardır.

11) İran-Irak Savaşı

Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savaş hadiste şöyle haber verilir:
Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak.  (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir:
Iran Irak Savasi Haberleri
1. Hürriyet, 11.10.1980
2. Hürriyet, 11.10.1980
3. Hürriyet, 08.09.1978
4. Hürriyet, 09.09.1978

Şevval ayında ayaklanma...

İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur.

"Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak..."

Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştı.
Iran Irak Savasi Haberleri
Bir başka hadiste de bu savaşın ayrıntıları şöyle tarif edilir:
"Faris" yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin, ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar "Mutık"a çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı "Yazı"ya inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarına duracaklar... Aralarında savaş olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak… (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 179)
◉ Faris yönünden gelecek olan: İran tarafından gelecek olan
◉ Faris: İran - İranlı (Büyük Lugat)
◉ Yazıya inecekler: Ovalık-Irak Ovası
◉ Mutık: Yöredeki bir dağın adı.
◉ Rakabe: Petrol kuyularının çok olduğu bölge.
"Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır…"
Hadisin bu bölümünde iki taraf arasında, aşırı milliyetçilikten kaynaklanan bir anlaşmazlığın olacağına dikkat çekiliyor. Bu anlaşmazlık sebebiyle, "Yazı"ya inilecek ve savaş başlayacak. (Yazı: Irak Ovası)

Allah, her iki ordudan zaferi kaldıracak...

Bu hadisin de işaret ettiği gibi, İran-Irak Savaşı 8 yıl sürmüş ve binlerce kayıp verilmesine rağmen bir netice alınamamıştır. İki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır.
Iran Irak Savasi Haberleri
1. Turkiye, 19 Şubat
4. Son Havadis, 24.09.1980
5. Yeni Asya, 21.09.1980

12) Afganistan'ın İşgali

Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisinin yardımcılarıdır.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)

Talikan'a yazık oldu...

Hadiste Afganistan'ın Hz. Mehdi (as) zamanında işgal edileceğine işaret edilmektedir. Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Bilindiği gibi hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın yüzyıl başlarında çıkacağı haber verilmiştir. Hz. Mehdi (as)'la ilgili diğer pek çok alametin de Hicri 1400 ve Hicri 14. yy başlarına denk gelmesi bu tarihlerin Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı hakkında önemli bir işaret taşıdığını göstermektedir.

Orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır...

Rivayetin bu bölümünde Afganistan'ın maddi zenginlik kaynaklarına dikkat çekiliyor olabilir. Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir.
Afganistanin Sovyetler Tarafindan Isgali Haberleri
1. Türkiye, 28.12.1979
2. Hürriyet, 29.12.1979
3. Tercüman, 29.12.1979
4. Vakit, 15.06.2010
5. Yeni Şafak, 02.12.2001
6. Yeni Şafak, 02.12.2001
Sovyet ordusu 1979 yılında Afganistan'ı işgal etti.Yaklaşık 9 yıl süren bu işgal 1988'de son buldu.

13) Fırat'ın Suyunun Kesilmesi

Fırat Nehrinin suyunun kesilip durdurulması da Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerindendir:
Hz. Mehdi (as)'ın alametlerindendir: Fırat Nehrinin durdurulması.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)
Keban Baraji
Keban Barajı'nın inşa edilmesiyle Fırat Nehrinin suyu tarihte ilk defa durdurulmuştur.
Bu hadisenin ayrıntılarıyla ilgili diğer hadislerde de önemli bilgiler verilmektedir:
Resulullah: Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için harb edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek, onlardan her adam, keşke kurtulan ben olsaydım, diyecektir buyurmuşlar.  (Sahih-ı Müslim, 11/320)
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Yakında Fırat Nehri altın hazinesini açığa çıkarır, kim buna hazır bulunursa, ondan bir şey almasın.  (Sünen-ı Ebu Davud, 5/116)
(Resulullah:) "Fırat Nehri bir altın dağını açığa çıkarır" dedi.  (Sünen-ı Ebu Davud, 5/116)
Keban Baraji Haberler
1. Keban Barajı
2. Milliyet, 04.11.1973
3. Milliyet, 05.11.1973

Görüldüğü gibi Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının önemli bir alameti olan Fırat Nehrinin suyunun durdurulması ve altın değerinde bir hazinenin ortaya çıkması pek çok büyük hadis kitabında yer almaktadır. Şimdi hadislerde geçen önemli ifadeleri inceleyelim:
Resulullah buyurdu ki: (1) Fırat Nehrinin suyu çekilip (2) altından bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz. (3) Bu hazine üzerine kıtal vukua gelir, her yüzden doksan dokuzu ölür. (Kıtale iştirak edenlerden) Her kişi yalnız ben halas olacağım (kurtulacağım) diye ümitlenir.  (Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir/Riyazü's Salihin, 3/332)

(1) Fırat Nehrinin suyunun çekilip...

Suyuti Hazretleri'nin kitabında bu hadis "suyun durdurulması" olarak geçmektedir. Gerçekten de Keban Barajı, Fırat Nehrinin suyunu durdurdu, kesti.
Keban Baraji Su Tutmaya Basladi  Haberleri
1. Keban Fıratın Yatağı ilk kez kuruyor...
2. Su Seviyesi 135 Metre Olunca Enerji Üretimi Başlayacak
3. Milliyet, 05.11.1973

(2) "Altın"dan bir dağ meydana çıkmadıkça...

Yapılan baraj sayesinde; elektriğin üretilmesi, toplanan suyun arazide kullanılarak toprağın veriminin artması ve ulaşım kolaylığının sağlanması gibi sebeplerle, buradaki topraklar "altın" gibi kıymetli hale gelmiştir.
Şematik çizimde de görüldüğü gibi baraj, betondan dev bir dağı andırmaktadır. Bu barajdan (hadis-ı şerifteki benzetmeye göre dağdan) altın değerinde servet dökülmektedir. Dolayısıyla baraj "altın bir dağ" hususiyetini kazanmaktadır.
Keban Baraji Cizimi
1. Fırat
2. Baraj

(3) Bu hazine üzerinde kıtal (*) vukua gelir

*Kıtal: Birçok kişinin ölümüne sebep olan kavga
Bölgede halen devam eden yaygın anarşi sebebi ile oradan toprak alan, o bölgedeki anarşinin zararına uğrayabilir. Hadisteki ifadeyle ya ölür ya da öldürülür.
Keban Baraji _Firat Altin Deposu Haberleri
1. ABD'nin Fırat rüyası
2. Savaşların anası Fırat'tan çıkacak
3. Fırat Altın Deposu

14) Ramazan Ayinda Ay ve Güneş Tutulmalari

Mehdi için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır.  (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 199)
Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak...  (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması...  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)
Mehdi'nin gelişi Razaman ayında Ay'ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır.  (Kıyamet Alametleri, s. 200)
Mehdi'nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır.  (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani, s. 440)
Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında hem Güneş tutulmasının, hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasının imkansız olduğunun fark edilmesidir. Bu, normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur. Oysa diğer ahir zaman alametlerinin çoğu insanın anlayabileceği, sebepler dairesi içinde gerçekleşebilecek olaylardır.
Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan'ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü tutulacaktır. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:
◉ 1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.
◉ 2. Bu tutulmalar 14-15 gün arayla olacaktır.
◉ 3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
Ayrıca bu hadisede "Ay"ın Ramazan'ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.
Bu olayların Hz. Mehdi (as)'ın diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olduğunu ortaya koymaktadır.

15) Kuyruklu Yıldızın Doğması

Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır.  (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 200)
Mehdi gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir.  (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:
◉ 1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.
◉ Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
◉ 1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
Halley Kuyruklu Yildizi Haberleri
1. Halley Kuyruklu Yıldızız fotoğrafı
2. Milliyet, 03.12.1985 - Halley Merakı
3. Milliyet, 03.12.1985 - Halley geliyor telaşı...

Bu yıldızın doğuşunun Hz. Mehdi (as)'ın diğer çıkış alametleri ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.
Tarih boyunca bu kuyruklu yıldızın geçtiği zamanlarda Müslümanlar açısından çok önemli hatta dönüm noktası sayılabilecek hadiseler meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı Peygamberimiz (sav)’den aktarılan rivayetlerde de bildirilmiştir. Bu rivayetlere göre bu yıldız göründüğünde;
◉ Nuh kavmi helak olmuştur.
◉ Hz. İbrahim (as) ateşe atılmıştır.
◉ Firavun ve kavmi yok edilmiştir.
◉ Hz.Yahya (as) şehit edilmiştir.
◉ Hz. İsa (as) doğmuştur.
◉ Resulullah Efendimiz (sav)’e ilk vahiy gelmeye başlamıştır.
◉ Osmanlı Devleti tarihte yerini almaya başlamıştır.
◉ İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.

Halley Kuyruklu Yıldızı Hakkında Bazı İlginç Rakamlar

Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bazı sayıların "19" sayısının tam katları olması oldukça dikkat çekicidir:
Halley kuyruklu yıldızı 76 yılda bir geçiyor. 76 = 19 x 4
Bu yıldız en son Hicri 1406'da görüldü. 1406 = 19 x 74
◉ Bu konuyla ilgili bir diğer dikkat çekici durum da şudur: Yukarıda da hesapladığımız gibi Halley yıldızının geçmiş olduğu Hicri 1406 yılı 19'un tam 74 katıdır. "74" sayısı ise aynı zamanda Kuran-ı Kerim'de 19 mucizesine işaret edilen MÜDDESSİR Suresi'nin sıra numarasıdır.
Bilindiği gibi Kuran'ın Müddessir Suresi'nin (74. sure) 30. ayetinde "19" sayısının müminler için bir rahmet, inkar edenler için ise bir fitne vesilesi olduğu bildirilmektedir.
Halley Kuyruklu Yildizi Haberleri
1. Uzay gemisi kuruklu yıldızaait fotoğraflar gönderdi
2. Cronicle, 20.03.1986, sf.1278
Halley kuyruklu yıldızının 19 ile olan bu mucizevi bağlantısı da, kafirler için bir fitneyi, müminler için ise bir rahmeti müjdelediğine işaret ediyor olabilir.
Müddessir Suresi'nin 1. ve 2. ayetlerinde Hz. Muhammed (sav)’e "EY ÖRTÜNEN! KALK ve KORKUT" buyurulmaktadır. Bu, ayetlerin açık anlamıdır. Fakat bu ayetlerin ahir zamana yönelik ikinci bir örtülü, gizli bir işaretleri de bulunabilir. Belki de "EY GİZLENEN" denilerek Resulullah Efendimizin soyundan gelecek olan ve Hicri 1406'da çıkış alametlerinden biri (Kuyruklu yıldızın doğuşu hadisesi) belirecek olan Hz. Mehdi (as)’a işaret ediliyor olabilir.
74- Müddessir Suresi
1. Ey bürünüp örtünen
2. Kalk (ve) bundan böyle uyar
Müddessir: örtünen-bürünen-gizlenen demektir.
◉ Bir başka büyük mucize ve işaret ise Halley yıldızının 1986 (Hicri 1406)'daki geçişinin, Hz. Muhammed (sav)’in peygamberlikle vazifelendirildiği MS. 607'den bu yana 19. GEÇİŞİ olmasıdır.

16) Kabe Baskını ve Kabe'de Kan Akıtılması

Mehdi'nin çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-ı Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak.(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 169)
İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)
Yukarıdaki hadislerde "Mehdi'nin çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi (as)'ın çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, Hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Bu kanlı Kabe baskını da Hz. Mehd (as)'ın diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.
Yine hadis-ı şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır.
Halley Kuyruklu Yildizi Haberleri
1. Hürriyet, 22.11.1979
2. Tercüman, 22.11.1979
3. Akşam, 21.11.1979
4. Son Havadis, 22.11.1979
Hadiste Mehdi’nin çıkış alameti olan Kabe baskınıyla ilgili iki önemli bilgi verilmiştir:         
1.Mehdi’nin çıkacağı yıl olacaktır
2.Müslümanların başında halifeleri yani manevi bir liderleri olmayacaktır.
1979 yılında gerçekleşen Kabe baskını bu iki özelliği de içermektedir.
Halley Kuyruklu Yildizi Haberleri
1. Yeni Asya, 22.11.1979
2. Milliyet, 02.08.1987
3. Cumhuriyet, 02.08.1987
4. Hürriyet, 01.08.1987
5. Hürriyet, 01.08.1987
1979 (Hicri 1400)'de gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama'nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile İranlı hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:
Resulullah (sav) buyurdu: Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)
Ramazan'da bir seda olur. Şevval'de de bir seda olur. Zilkade'de kabileler çarpışır. Zilhicce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." (Ramuz El Hadis, 2/518)
Şevval ayında ayaklanma, Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. Hacılar soyulacak kanları akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Zilkade ayında kabileler savaşır, hacılar kaçırılır, melhameler olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 34)
"İkdiddurer" isimli kitaptaki alametlerden: Şevval'de savaş nidaları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur, yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir.  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
"Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir."
Yukarıdaki hadiste, Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) içinde değil, yanında çıkacak olaylara dikkat çekilmektedir. 1407 yılının Zilhicce ayında (Hac mevsiminde) meydana gelen olaylar da ilkinden farklı olarak Kabe'nin içinde değil, yanında gerçekleşmiştir. En başta anlattığımız olay ise 1 Muharrem 1400'de Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) bizzat içerisinde olmuştu. Her iki hadise de rivayetlerin işaretine uygun bir şekilde gerçekleşmiştir.

17) 1979 Yılında İstanbul'da Meydana Gelen Gemi İnfilakı

Hüseyin b. Ali (ra)’dan şöyle rivayet olunmuştur:
"GÖKYÜZÜNDE DOĞU CİHETİNDEN, GECEYİ AYDINLATAN BÜYÜK BİR ATEŞ GÖRDÜĞÜNÜZ VAKİT, İŞTE O AN, MEHDİ'NİN GELİŞ VAKTİDİR." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Ebu Cafer b. Muhammed b. Ali (ra)'dan rivayet edildi:
"Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-ı Muhammed'in (Mehdi'nin) çıkmasını bekleyiniz, inşaAllah-ü Teala, bir münadi (gökten bir melek) Mehdi'nin ismi ile semadan (gökten) nida edecek ki, Doğu'da Batı'da olan herkes bu sesi işitecek. Öyle ki korkudan uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır."  (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman , s. 32)
Hadiste Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği bu büyük patlama ve ardından ortaya çıkan büyük ateş 1979 yılında yani Hicri 1400'de Kadıköy açıklarında meydana gelen Independenta adlı petrol yüklü tankerin infilakına işaret etmektedir. 15 Kasım 1979 tarihinde, dünyanın dördüncü büyük tankeri olan 150 bin grostonluk Independenta adlı 95.530 ton hampetrol yüklü bir Romen tankerinin, İslam aleminin son merkezi olan İstanbul'a gelirken bir Yunan şilebiyle çarpışması neticesinde petrol tutuşmuş ve denizde günlerce süren büyük bir ateş ortaya çıkmıştır. Peygamberimiz (sav), İstanbul'da meydana gelen bu büyük olay anının Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'a geliş vakti olduğunu; "... İŞTE O AN, HZ. MEHDİ (as)’ın GELİŞ VAKTİDİR." ifadesiyle açık bir şekilde bildirmiştir.
<
Istanbulda Gemi Patlamasi Haberleri
1. Hürriyet, 16.11.1979 - Allah Korudu
2. Deniz Yanıyor
3. İstanbul bir faciayı dah aucuz atlattı

Hadiste verilen bilgilere göre bu, Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'a ayak bastığı günler içerisinde gerçekleşecek bir olaydır. Bu olay ile Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'a gelişi, bir müjde olarak herkesin duyacağı şekilde bütün dünyaya ve hem cin alemine hem de insan alemine ilan edilmiştir. Böylece, hem gök gürültüsü gibi şiddetli bir sesle, hem günlerce süren dev ateş, ışık ve duman bulutuyla ve zaman zaman süregelen patlamalarla Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'a geldiği Allah tarafından insanlara haber verilmiştir.
Ayrıca son 1000 yılın en büyük müceddidi olan Üstad Said Nursi Hazretleri'nin külliyatında da, Hz. Mehdi (as)'ın Hicri 1400, Miladi 1979 yılında zuhur edeceğini şöyle haber verilmiştir:
"İSTİKBAL-i DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ…"  (Sözler, s. 318)
Istanbulda GemiPatlamasi Haberleri
1. Tercüman, 17.11.1979 - Istanbul geceyarısı gündüz gibi oldu
2. Hürriyet, 16.11.1979 - Kara bulutlar şehre çöktü

18) Sahte Peygamberlerin Çoğalması

Sahte peygamberlerin ortaya çıkışı, hadislerde haber verilen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biridir. Son dönemlerde kendisinin Hz. İsa (as) olduğunu iddia eden çok fazla sayıda kişi ortaya çıkmıştır.
Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır.  (Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)
Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah'tan resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)
Sahte Peygamberler Haberleri
1. Time, 03.05.1993
4. Jim Jones
5. Takvim, 06.04.2002
Son 30-40 yıl içinde bu konuda pek çok örnek görülmüştür.1993 yılında 80 taraftarını ölüme sürükleyen David Koresh (Time Dergisi), 70'lerin sonunda en fazla sayıda insanın toplu olarak intihar ettiği sapkın tarikat olarak tarihe geçen The People's Temple tarikatını kuran Jim Jones bu örneklerden başlıcalarıdır.(Solda) 900 taraftarı ile birlikte kendini zehirleyen Jim Jones.

19) Dinin Şahsi Çıkarlar İçin Kullanılması

Alimler ilmi sırf para kazanmak için öğrendiğinde… dini dünyalık karşılığında sattıklarında… hükmü sattıklarında… kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, sf. 480)
Ahir zamanda öyle adamlar çıkacak ki, dinlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır.  (Tirmizi, Zühd, 60)

20) Büyük Olayların ve Hayret Verici Şeylerin Meydana Gelmesi

Mehdi’nin zamanında büyük hadiseler vuku bulacak.  (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
Mehdi’nin zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
Mehdi’nin zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimizin irhasatına* benzer.  (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
* İrhasat: Hz. Muhammed (sav)’in peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki, bunlar peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.
Hz. Muhammed (sav)’in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti. Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan İran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu.
Yukarıdaki rivayetlerde işaret edildiği gibi, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışı da, Peygamber Efendimiz (sav)’inkine benzeyecektir. Onun çıkışı döneminde de büyük ve harika olaylar olacaktır.
Rivayetlerin işaretine göre Hz. Mehdi (as)'ın çıkış yılı olan Hicri 1400 (Miladi 1979) yılı başlarında meydana gelen büyük olaylar:
◉ Kabe basıldı ve çok sayıda Müslümanın kanı akıtıldı.
◉ İki Müslüman ülke olan İran ve Irak arasında 8 yıl sürecek bir savaş başladı.
◉ Ruslar, Afganistan'ı işgal etti.
◉ Azerbaycan işgal edildi.
◉ Mexico City şiddetli bir depremle yerle bir oldu.
◉ Kuzey Kolombiya'daki Nevada Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü.
◉ Hindistan Başkanı Gandi, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, İsveç Başbakanı Olof Palme öldürüldü.
◉ Papa II. Jean Paul vuruldu.
◉ 1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Bugüne kadar 25 milyon kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.
◉ 26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santrali'nde şimdiye kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.
◉ Sovyetler Birliği yıkıldı ve Bağımsız Devletler ortaya çıktı.
◉ Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra Körfez Savaşı başladı.
◉ Irak işgal edildi.
◉ Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüştü. 500.000 kişi evini terk ederken, ölü sayısı 40.000'i aştı.
◉ 1989 yılında Çin'de komünist bölükler tanklarla öğrencilerin üzerine yürüdü, Tiananmen Meydanı'nda 2000 öğrenci öldü.
◉ Soğuk Savaşın sembolü olan Berlin Duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.
◉ 1990 yılında Kabe'deki tüneldeki izdihamda 1400'den fazla hacı hayatını yitirdi.
◉ 1991 yılında Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında 120.000'in üstünde kişi öldü, milyonlarca kişi evsiz kaldı.
◉ Bosna ve Kosova'daki katliamda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüzbinlercesi yurtlarından çıkarıldı.
◉ Ebola virüsü on binlerce kişinin ölümüne sebep oldu.
◉ El Nino tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.
◉ İnsan Genomu Projesi olarak bilinen 13 senelik bir çalışmanın sonucunda, insan DNA'sının dizilimi 2003 Nisanı'nda tamamlandı. Böylece insan DNA'sındaki yaklaşık 30.000 gen belirlenerek, insanın gen haritası çıkarıldı.
◉ 60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni Dünya'ya en yakın konuma geldi.
◉ 2015 yılının Haziran ayında Jupiter ve Venüs tek bir parlak yıldız olarak birleşti, Bethlehem yıldızı görüldü.
◉ Ağustos 2007'de Amerika Birleşik Devletleri'nde mali piyasalardaki çöküş başladı ve ekonomik kriz gittikçe şiddetlenerek tüm dünyaya yayılmaya başladı.
◉ 2004 yılında şiddeti 9.1- 9.3 ve uzunluğu 8.3 saniye ile 10 dakika arasında değişen bugüne kadarki en uzun deprem olan Hint okyanusu depremi ve tetiklediği tsunami ile 228.000 kişinin ölümüne, 128.000 kişinin yaralanmasına neden olmuştur.
◉ 1999 yılında Venezuela’daki selde 20.000’den fazla, 2013’de Hindistan’daki selde 5.500 kişi yaşamını yitirdi.
◉ 12 Mayıs 2008, Çin’de yaşanan Shinhuan depremi ile 68.000, 12 Ocak 2010’da Haiti depremi ile 316.000 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 300.000 kişi yaralandı.
◉ 11 Mart 2011’de Japonya’da 9 büyüklüğünde deprem meydana geldi, 20.000 kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı. Nükleer santralde sızıntı meydana geldiği için bölge boşaltıldı.
◉ Çin’in Kansu eyaletinde 8.5 şiddetindeki deprem 200.000 kişinin öldüğü Kansu toprak kaymasını meydana getirdi.
◉ Suriye’de başlayan iç savaş 400 bin kişinin hayatını kaybetmesine, yaklaşık 6 milyon kişinin evini terk etmesine sebep oldu. Şehirler yerle bir olup haritadan silindi.
◉ BM’e göre 2014 yılında 4.868 mülteci denizde hayatlarını kaybetti.
Multeci Aylan Bebek
Aylan bebeğin Bodrum sahillerinde karaya vurmuş cansız bedeni, bütün dünyayı etkilemiş ve vicdani muhasebe yapmaya zorlamıştı.